Goethe’nin mephistosuyla Dostoyevski’nin vicdanı arasında, narsizmin ve hedonizmin tutsağı bir ruh Oscar Wilde. “Günahsız bir dünya duraklar, ihtiyarlar ve tüm renkleri solar” diyor ve ekliyor: “Ben dehamı hayatıma, yeteneğimi yapıtlarıma koydum”

1.Oturum Bir Roman Kahramanı olarak Oscar Wilde (9 Ocak 2025) Wilde’ın dehasını koyduğu günahkâr hayatını, yarattığı karakterlerden çok daha renkli kişiliğini konuşmak üzere buluşacağız.

Estetiğe, dünyaya güzellik ve zarafet katan her şeye olan aşırı düşkünlük, centilmenlik, eşine az rastlanır düzeyde zekâ ve entelektüel derinlik, yaşama iştahıyla, aşkla, tutkuyla dolu sıra dışı bir kişilik ve yaşadığı her ânın hakkını verdiği 46 yıllık roman gibi bir hayat..

2.Oturum: Yazarına Çekmiş bir Roman Kahramanı: Dorian Gray (16 Ocak 2025) Wilde’ın tek romanı olan Dorian Gray’in Portresi’nin neden edebiyat tarihinde bu kadar önemli, temel bir eser, bir başyapıt olarak kabul edildiğini, romanın mitolojik, felsefi ve psikolojik köklerini inceleyeceğiz.

“Basil olmak istediğim kişi, Dorian olduğum kişi, Lord Henry de insanların olduğumu sandıkları kişidir“ diyor Oscar Wilde romanın üç ana karakteri hakkında. Biz de başta Dorian Gray olmak üzere romanın ana karakterlerindeki Oscar Wilde izlerini/etkilerini anlamaya ve yorumlamaya çalışacağız

“İyi etki diye bir şey yoktur Bay Gray. Her etki ahlâk dışıdır. Çünkü bir insanı etkilemek ona ruhunu vermektir” diyen Lord Henry’nin sadece Dorian’ı değil okuru da nasıl adım adım etkisi altına aldığını, ahlâk dışılığa sürüklediğini fark ederek, Dorian’nın kader ortakları olarak buluşup dertleşeceğiz bir anlamda..