Edebiyatla Dünya Turu
Edebiyatla Dünya Turu
6.000₺ – 28.800₺
6.000₺ – 28.800₺
Bu atölye için satış süreci tamamlanmıştır.
Bir zamanların “üzerinde güneş batmayan” imparatorluğunun edebiyatı 4 haftaya sığar mı? Cevap, elbette “hayır!” Ama bu 4 buluşma boyunca İngiltere, Birleşik Krallık ya da Büyük Britanya İmparatorluğu olarak bildiğimiz ülkenin tarihini, kültürünü ve -elbette- edebiyatını, mihenk taşı kabul edilen yazarları aracılığıyla tanımaya çalışacağız. Shakespeare’den başlayıp günümüz İngiliz edebiyatının temsilcilerine kadar konuşacağımız bu seminer dizisinde hem bildiğimiz isimleri farklı eleştirel yaklaşımlarla anımsayacak hem de yeni yazarlar, yeni akımlarla tanışacağız.
1.Hafta: Ozan – ya da “The Bard”
William Shakespeare aracılığıyla 16. yüzyıl İngiliz kültürünü yakından tanıyıp, Shakespeare’i zaman, mekân ve dil kaynaklı sınırların ötesine geçiren özelliklerini Hamlet, Macbeth, III. Richard, Romeo ve Juliet ve Bir Yaz Gecesi Rüyası gibi oyunlarından örneklerle tartışacağız.
2.Hafta:Yeni bir toplumsal sınıf – yeni bir edebi tür: Roman
İngiliz romanının 18. yüzyılda doğmasının ve 19. yüzyıl İngiliz kültürünün zirvesinde yer almasının ardında yatan sosyal ve kültürel nedenleri irdeleyip Daniel Defoe, Mary Shelley, Jane Austen, Brontë Kardeşler ve Charles Dickens gibi usta kalemlerin eserlerine değineceğiz.
3.Hafta: Gizemler, sırlar ve suçlar: Gotik edebiyat ve dedektif romanı
Otranto Şatosu ve Dracula üzerinden Kraliçe Victoria dönemi edebiyatının önemli alt türlerinden gotik romanın Britanya topraklarında kabul görüşünü ve yazarlara tanıdığı özgürlükleri tartışıp, Sherlock Holmes, Hercules Poirot ve Miss Marple gibi karakterlerin düzen koruyucu olarak tanımlandığı dedektif öykülerinin Britanya’da neden bu denli popüler olduğunu konuşacağız.
4.Hafta:Dünya savaşlarının etkisinde: Modernizm ve Postmodernizm
İmparatorlukların yerini ulus devletler alırken değişen sosyopolitik yapı ve bunun edebiyata yansımaları ile I. ve II. Dünya Savaşlarının neden olduğu küresel travmaların edebiyatı nasıl şekillendirdiğini tartışacağımız bu son oturumda günümüz İngiliz edebiyatına ve yeni ekollere de değinip çağdaşlarımızı tanıyacağız.
1.Hafta:Toplumsal ve tarihsel süreçte Japon edebiyatı
İlk hafta Japonya’nın toplumsal ve tarihsel gelişimine koşut olarak şekillenen Japon edebiyatı üzerinde durulacaktır. Sözlü edebiyattan masallara, öyküden romana, Japonya’ya özgü tanka ve haiku gibi şiir türlerinden modern ve çağdaş Japon edebiyatında öne çıkan yazar ve eser örnekleri üzerinde durularak başlangıçtan günümüze Japon edebiyatının ana hatlarının haritası tarihsel, toplumsal ve kültürel gelişme çerçevesinde çıkarılacaktır.
2.Hafta:Modern Japon Edebiyatına Bir Bakış
Modern Japon edebiyatında önemli yeri olan yazarlardan üçü ele alınacaktır. Öncelikle Batılı tarzda modern Japon romanının babası kabul edilen Natsume Soseki, modern Japon öyküsünün kurucusu kabul edilen Akutagawa Ryunosuke, sadece Japonya’da değil son yıllarda dünyada da en çok okunan Japon yazarlardan biri olan Dazai Osamu’nun yaşamı ve eserlerine değinilecek, ayrıca Akutagawa’nın “Burun”, Dazai’nin “Beklemek” adlı öykülerinin edebi çözümlemesi yapılacaktır.
3.Hafta:Japon Şiir Türleri, Geleneksel Tiyatrosu ve Manga
Japonya’ya özgü şiir, tiyatro ve manga konu edilecektir. Şiirde tanka ve haiku, tiyatroda kabuki, Noh, kukla tiyatrosu, mangada ise manga’nın tanrısı olarak kabul edilen Tezuka Osamu ve eserleri ele alınacaktır. Son kısımda Türkçede haiku değerlendirmesi ve katılımcılarla haiku yazma denemesi yapılması planlanmaktadır.
4.Hafta:Nobel Edebiyat Ödülü ve Japon Yazarlar
Öncelikle Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış Kawabata Yasunari (1968) ve Oe Kenzaburo (1994) üzerinde durulacaktır. Ayrıca bu ödüle defalarca aday gösterilen Mishima Yukio ve Murakami Haruki ele alınacaktır. Son olarak, Mishima’nın “Vatanseverlik” ve Murakami’nin “Taştan Yastık” adlı öyküsünün edebi çözümlemesi yapılacaktır.
1.Hafta: Finlandiya Edebiyatına Giriş
Araştırmacılar tarafından kökleri Doğu’da, dalları da Batı`da olduğu düşünülen Finlerin kökeninin tek bir çam ağacının gövdesi gibi değil çok köklü bir köknar şeklinde olduğu söylenmektedir. Arkeolojik çalışmalarda elde edilen eserlerdeki yazılı kaynakların eksikliğinden, kültürel ve politik dönüşümün Orta Çağ`dan itibaren olmasından dolayı Finlandiya’nın yazılı tarihi on ikinci yüzyıldan başlatılmıştır. Bu nedenle derslerde Fince yazılı eserlerin ilkleri bu yüzyıldan itibaren ele alınacaktır. Ardından Hegel`in Finceye etkisi ve bu etki doğrultusunda Finlandiya`daki Türkoloji çalışmalarının nasıl başlandığına değinip 1800`lerde Avrupa`daki edebi dalgaların Finlandiya`ya ve Türkiye`ye nasıl eş zamanlı geldiği konusu tartışılacaktır. Fincenin edebi bir dil haline gelmesinde önemli katkıları olan hekim Elias Lönnrot, 1800’lerde halk şiirlerini derleyerek Kalevala Destanı`nı oluşturmuştur. Bu destanın özellikle 2.196 dizelik Kullervo bölümü sinemadan resim sanatına, tiyatrodan müziğe kadar sanatın pek çok dalına ilham kaynağı olmuştur. Bu ilham besteci Jean Sibelius, yazar Aleksis Kivi, ressam Akseli Gallen-Kallela, Hobbit’in yazarı J. R. R. Tolkien, opera sanatçısı Aulis Sallinen, Fin metal grubu Amorphis ve video oyunu Warframe gibi farklı alanlardan örneklerle derste verilecektir.
2.Hafta: Finlandiya`da Roman Türünün Gelişimi, Kaynakları ve Türkçeye Çevrilen Eserler
Uzun süre İsveç’in egemenliğinde yaşayan Finlerin hem akademide hem de resmi işlerde Finceye yönelmeleri ancak 1800`lerde gerçekleşebilmiştir. Ulusal romantizmin etkisiyle yazılan ilk Fince roman Aleksis Kivi`nin Yedi Kardeşler`idir. Roman türü on dokuzuncu yüzyılın sonuna doğru ulusal uyanışın ve bağımsızlık arayışının aracı olmuştur. Yine uygarlaşmanın, modernleşmenin sembolü olan demiryolu ile ilgili roman kaleme alan Juhani Aho`nun Demiryolu eseri realizmin ilk örneğidir. Bu dersin ilk kısmında Fince romanınilklerine, toplumsal eşitsizliği ve kadın haklarını ele alan Minna Canth`a, Nobel ödüllü Frans Eemil Sillanpää`ye, Kış Savaşı’nın ve II. Dünya Savaşı’nın roman türüne nasıl etki ettiğine, eserlerinde İstanbul geçen Mika Waltari`ye değinilecektir. İkinci kısımda ise Fince romanın kaynakları ve bu kaynaklardan en önemlisi olan Doğa’nın romanlarda nasıl yer aldığı Iida Turpeinen`in Denizin Canavarları ve Selja Ahava`nin Böcekleri Seven Kadın romanlarından örneklerle incelenecektir. 2025`te üst üste dünyanın en mutlu ülkesi seçilen, suç oranının yok denecek kadar az olduğu Finlandiya’nın nasıl polisiye roman türünde (Nordic Noir) bu kadar başarılı olduğu da A.M. Ollikainen`in Kargo romanının kaynaklarıyla ve dili kullanımıyla tartışılacaktır. Son olarak Finceden Türkçeye çevrilen eserlerin hangi kriterlere göre seçildiğine değinilecektir.
3.Hafta: Finlandiya`da Şiir ve Kurmaca Dışının Gelişimi, Kaynakları ve Türkçeye Çevrilen Eserler
Dersin ilk bölümünde on altıncı yüzyıldan günümüze akımlarla Fince şiirinin evrimi, özellikleri, konuları, kaynakları örneklerle işlenecektir. On beşinci yüzyıldan Mikael Agricola`nın dinsel şiirlerinden Kalevala`ya ve Kalevala ölçüsünü kullanarak şiirler yazan Aleksis Kivi`den, Eino Leino`dan, J. H. Erkko`dan Fin şiirinde modernizme yönelişi hızlandıran şairlerden Aaro Hellaakosken`e, Saarikoski`ye Risto Rasa`ya şiirlerinden örneklerle değinilecek. Son olarak da Kalevala`dan günümüz performans şiirine nasıl geçildiği özetlenecek. İkinci bölümünde ise Ari Turunen tarafından yazılan Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun? Kibrin Tarihi kitabından yola çıkarak Finlandiya`da kurmaca dışında verilen eserlerin kaynakları tartışılacaktır.
4.Hafta: Finlandiya`da Çocuk ve Gençlik Edebiyatının Gelişimi, Kaynakları ve Türkçeye Çevrilen Eserler
Bu derste Tove Jansson’un 1940’larda ortaya koyduğu ve kısa sürede kuzey edebiyatının simgesi haline gelen Moomin karakterlerinin yer aldığı eserler yalnızca çocuklara hitap eden bir kurmaca evren olarak değil aynı zamanda yetişkinlere varoluş, yalnızlık, farklılıkların kabulü ve insan–doğa ilişkisi üzerine felsefi sorgulamalar sunan çok katmanlı bir anlatı dünyası olarak incelenecektir. Jansson’un eserlerinin Japonya’da tiyatro, çizgi film ve tematik parklar aracılığıyla kültürel bir fenomene dönüşmesi de bu bağlamda değerlendirilecektir. Alexandra Salmela’nın Anne Zürafa ve Şapşal Yetişkinler adlı eseri üzerinden çocuk bakışının yetişkin dünyasına yönelttiği eleştirel ve mizahi yaklaşım; Linda Liukas’ın Hello Ruby – Bilgisayarın Derinliklerine Yolculuk kitabı aracılığıyla küçük yaşta okurlara bilgisayarların ve kodlamanın öğretici ve yaratıcı bir kurguyla aktarılışı; Anja Portin’in Radyo Popov adlı romanında ise yalnız bir çocuğun kayıp çocukları birbirine bağlayan gizli bir radyo ağı sayesinde umut ve aidiyet duygusuna yeniden kavuşması tartışılacaktır. Bu çerçevede Finlandiya’da çocuk ve gençlik edebiyatının tarihsel gelişimi, özgün nitelikleri ve Türkçeye çevrilen seçili eserler aracılığıyla kültürel aktarım süreçleri analiz edilecektir.
Polonya, coğrafi konumu ve tarihsel süreçte yaşadığı siyasi dalgalanmalar nedeniyle Avrupa’nın en dikkat çekici ülkelerinden biri olmuştur. Orta Çağ’daki ilk krallık döneminden başlayarak bölünmeler, işgaller, bağımsızlık mücadeleleri ve yeniden doğuşlarla şekillenen Polonya tarihi, yalnızca ülkenin kimliğini değil, edebiyatını da derinden etkilemiştir. Polonya edebiyatı, ulusun yaşadığı zorlukların ve umutların bir yansıması olarak gelişmiş; ulusal bağımsızlık özlemi, toplumsal dönüşümler ve kültürel mirasın korunması gibi temalar, yüzyıllar boyunca edebi eserlerin merkezinde yer almıştır. Polonya edebiyatı kuruluşundan günümüze bu tarihsel çalkalanmaların ışığında ve Batı Avrupa edebiyatının etkisinde gelişmiştir. Dört haftalık programda başlangıcından günümüze Polonya edebiyatı tarihsel arka planıyla detaylı bir biçimde incelenecektir.
1.Hafta: Ortaçağ’dan Aydınlanma’ya Polonya Edebiyatı
Ortaçağ, Rönesans, Barok ve Aydınlanma Dönemlerinde Polonya’daki siyasi, kültürel, edebi gelişmelerden ve Polonya edebiyatının ilk önemli isimlerinden söz edilecektir.
2.Hafta: Romantizm ve Realizm Dönemi Polonya Edebiyatı
Polonya’nın 19. Yüzyılda verdiği bağımsızlık mücadelesi ışında gelişen Romantizm ve Realizm dönemlerinde öne çıkan edebi isimler ve eserleri incelenecektir.
3.Hafta: Yirminci Yüzyıl Polonya Edebiyatı
Modernizm, İki Savaş Arası Dönem ve İkinci Dünya Savaşı Dönemi başta olmak üzere XX. Yüzyıl Polonya edebiyatında iz bırakan yazar ve şairler tartışılacaktır.
4.Hafta: Polonya’nın Nobel Ödüllü Yazarları
Polonya’nın Nobel edebiyat ödüllüleri: Henryk Sienkiewicz, Władysław Reymont, Czesław Miłosz, Wisława Szymborska, Olga Tokarczuk.
İran, şiir ve sanatın beşiği olarak, binlerce yıllık tarihiyle Fars edebiyatına kalıcı eserler ve dünyaca tanınmış şairler kazandırmıştır. Bu dört günlük kurs boyunca siz, kadim mitlerden modern edebiyata uzanan bir yolculuğa çıkacaksınız. Bu yolculuk, dünyaca tanınmış ve İran kültürü ve sanatının şekillenmesinde büyük pay sahibi olan önemli isimleri tanıtacaktır.
1.Hafta: Kökenler – İran Mitleri ve Kadim İnançlar
Bu oturumda, İran’ın kadim mitleri ve inançları ile tanışacak ve İran’ın dünya görüşünün oluşum sürecini keşfedeceksiniz. İran edebiyatının temel kökenleri ve kültürel temelleri ile tanışacaksınız. Önce Zervanizm, ardından Mitraizm ve son olarak Zerdüştlük ve Maniheizm ile ilgili kısa bir genel bakış sunulacaktır. Ahura Mazda, Ahriman, Mitra ve Siyavuş gibi efsanevi karakterler tanıtılacak ve bu mitlerin ve inançların edebiyat ve ulusal-kültürel törenler (Nevruz, Mehregan ve Siyavuş’un matem töreni gibi) üzerindeki etkileri gösterilecektir.
2.Hafta: Destan ve Görsellik – Şahname ve Minyatür
Bu oturumda, İran’ın ulusal başyapıtı olan Şahname ile tanışacak ve bu eserdeki kahramanlık, kader ve iyilik-kötülük temalarını inceleyeceğiz. Ayrıca Şahname’nin ulusal kimliğin korunmasındaki ve Farsçanın şekillenmesindeki etkisi ele alınacaktır; Fars dili, büyük ölçüde Firdusi’ye borçludur ve günümüz Farsçasındaki pek çok kelime ve yapının kökeni Şahname’ye dayanmaktadır. Ayrıca İran minyatürü sanatı ve Şahname’nin anlatılarını aktarmadaki rolü ile tanışacak ve resimlemenin hikayeleri nasıl canlı ve somut kıldığına şahit olacaksınız. Bu oturumda, Şahname ve İran minyatürü ile tanışacak ve bunların dil ve sanat üzerindeki etkilerini göreceksiniz.
3.Hafta: Klasik Şiirin Zenginliği – Rûdekî, Hâfız-ı Şirâzî, Sadi, Hayyam, Nizami Gencevi
Bu oturumda , Fars şiirinin büyükleri ile tanışacaksınız:
- Rudaki, klasik Fars şiirinin babası,
- Nizami Gencevi ve aşk temalı Penç Genc’i,
- Hâfız-ı Şirâzî ve Sadi, kalıcı gazel ve öğretileriyle,
- Hayyam, felsefi ve bilgece rubaileriyle.
Bu oturumda, klasik Fars şiiri ve en büyük şairlerin bir kaçının eserleri ile tanışacağız. Fars şiirinin aşk, bilgelik ve derinlik dolu dünyasını keşfedecek ve bu eserlerin dünya edebiyatındaki etkilerini göreceksiniz.
4.Hafta: Modern Edebiyat – Mohammed Ali Cemalalzade, Sadık Hidayet, Nima Yuşic, Furuğ Ferruhzad ve Ahmed Şamlu
Bu oturumda, İran edebiyatının klasik şiir ve nesirden moderne geçişini inceleyeceğiz. Bu oturumda İran modern edebiyatı ve onun önde gelen isimleri ile tanışacaksınız.
- Cemalzade, modern Fars kısa hikâyesinin kurucusu,
- Sadık Hidayet, modern ve varoluşçu bakışın simgesi,
- Nima Yuşic, modern şiirin öncüsü,
- Furuğ Ferruhzad ve Ahmed Şamlu,
Çağdaş şiirde yenilikçi temsilciler.Modern yazar ve şairlerin cesaret ve yenilikle İran edebiyatını dünyaya nasıl tanıttıklarını ve yaratıcılığın sınırlarını nasıl genişlettiklerini göreceğiz.
1. Edebiyatla Hindistan’a Yolculuk
Diller ülkesi Hindistan
İngilizce üzerinden dünyaya açılan Hint edebiyatı. Dillerin uyanışı.
Edebiyatın “çok seslilik” ve “çok renklilik” yönü.
2. Kökler: Mitoloji ve Klasikler
Mahabharata ve Ramayana’nın sadece dini değil, kültürel ve edebi temel oluşturması.
Rabindranath Tagore’un Nobel kazanması (1913) → ilk Asyalı Nobel ödüllü yazar.
3. Modern Hint Romanı
R. K. Narayan – günlük yaşamı yalın anlatışı.
Salman Rushdie –büyülü gerçekçilik.
Arundhati Roy –Hindistan’ın sınıfsal ve cinsel tabu meselelerini dünyaya duyurması.
Vikram Seth –dev romanlarıyla toplum panoraması.
4. Kadın Yazarların Gücü
Arundhati Roy dışında göçmenlik ve kimlik temaları.
Anita Desai, Kiran Desai (Anne-kız iki kuşak).
5. Temalar
Kimlik, göç, çok dillilik.
Kast sistemi, sömürge sonrası toplum.
Kadınların sesi.
Şehir – kırsal çatışması.
6. Hindistan kitap fuarları ve festivalleri
Türkiye ile ortak noktaları: Doğu-Batı arasında kalmak, gelenek-modernlik çatışması.
Hindistan edebiyatı, “çoklu kimliklerle yaşamak” üzerine evrensel dersler.






6.000₺ – 28.800₺
9.600₺